Özgür Özel: "Hakikatın Arkasında Durmak Hepimizin Görevi"
Özgür Özel: "Hakikatın Arkasında Durmak Hepimizin Görevi"
Özel, “Bir partinin Genel Başkanı’nın başka bir siyasi partinin Genel Başkanı’nı cezaevinde ziyaret etmesi kadar ayıplı bir şey olamaz” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kandıra Cezaevi’ndeki ziyaretlerin ardından yaptığı açıklamalarda, siyasi tutuklulara yönelik değerlendirmeleriyle ve Türkiye’deki hukuk sistemine ilişkin eleştirileriyle dikkat çekti.
Cezaevinde eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile görüştüğünü belirten Özel, “Bir partinin Genel Başkanı’nın başka bir siyasi partinin Genel Başkanı’nı cezaevinde ziyaret etmesi kadar ayıplı bir şey olamaz” dedi ve ekledi:
“Bunu daha önce Ümit Özdağ’ı ve Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettiğimde de söyledim. Farklı siyasi görüşlere sahip olabiliriz ama hepimiz siyasetin farklı parçalarıyız. Genel başkanların hukukları birbirlerine emanettir. Maalesef iktidar, kamu gücünü elinde bulundurarak rakiplerini siyaset dışı bırakmaya çalışıyor.”
Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışına değinerek yaşadıklarını hatırlatan Özel, şunları söyledi:
“Demirtaş o sözü söylediği için başına gelmeyen kalmadı. Figen Yüksekdağ ve Demirtaş’ın özgürlüklerine kavuşacakları günleri ümit ediyoruz. Siyasetçilerin söylediklerinden ötürü cezaevinde tutulmaları, siyasi rekabetin adil olmayan bir şekilde bastırılması kabul edilemez. Bugün Ekrem İmamoğlu da haksız bir şekilde yargı kıskacına alınmış durumda. Üç kez seçilmiş, Erdoğan’ı dört kez yenmiş bir isme karşı yürütülen bu süreç bir darbe girişimidir. Sadece İstanbul’a değil, tüm Türkiye'nin iradesine karşı bir müdahaledir.”
Ziyareti sırasında çeşitli isimlerle görüştüğünü ifade eden Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden tutuklu Melih Gecek, Serdal Taşkın, Necati Özkan ve Fatih Keleş ile gerçekleştirdiği temasları şöyle anlattı:
“Bu insanların her biri büyük bir haksızlıkla karşı karşıya. Fatih Keleş, iftira atması için oğluyla tehdit ediliyor. ‘İtiraf edersen tutuksuz yargılanırsın’ teklifleriyle karşılaşıyor. Bu yargı sistemi değil, bu bir baskı ve tehdit rejimidir. Oğluna rehin muamelesi yapılıyor. Savcı, odasında ‘sohbet’ diye çağırıyor, avukatını almıyor. Bu resmen zulümdür. Dimdik durduğu için Fatih Bey’le gurur duyuyoruz. Onun evladını da burada ziyaret ettim.”
Ziyaretlerinden sonra moralinin bozulmadığını vurgulayan Özel, “Kocaeli Cezaevi’nden dayanışma duygularıyla ayrılıyorum. Ahlaki ve psikolojik üstünlük bizde. Başaracağımıza olan inançla buradan çıkıyorum” dedi.
“Abdullah Güler kim oluyor?
Komisyon çalışmalarının basına kapalı yürütülmesi önerisine sert tepki gösteren Özel, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’e şu sözlerle tepki gösterdi:
“Komisyonun nasıl çalışacağına üyeleri karar verir. Abdullah Güler kim oluyor? Altın hissesi mi var? Komisyonda nitelikli çoğunluk hesabı da yanlış yapılıyor. CHP'nin komisyondaki varlığı şeffaflık ve demokratik denetim açısından şart. MİT Başkanı geleceği zaman elbette kapılar kapanır. Ama genel işleyişi komisyon üyeleri belirler. AK Parti'nin Grup Başkanı buna karar veremez. Bu hadsizliktir.”
Özel, komisyondaki varlıklarının önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bugün biz orada olmazsak, komisyon kapalı kapılar ardında işleyecek. Yarın orada yaşananları açıklayan yine biz olacağız. Komisyon şeffaf çalışmalı. Terör mağdurlarını, şehit ailelerini dinlemeli. Güler’in tahakküm çabası demokrasiye aykırıdır.”
“Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğru"
Tayfun Kahraman hakkında AYM’nin verdiği hak ihlali kararıyla ilgili de konuşan Özel, “Bu kararı memnuniyetle karşılıyorum. Tayfun, üyemden öte kardeşimdir. Yerel mahkemenin bir an önce hukuka uygun davranmasını bekliyoruz” dedi.
Komisyonun işlevine de değinen Özgür Özel, demokratikleşmenin esas hedef olduğunu vurguladı:
“Demokratik bir ülkede olmaması gereken her şey komisyon gündeminde olacak. Sadece kendi partimiz için değil, Ümit Özdağ için de, başka partiler için de... Yargı eliyle siyasetin dizayn edildiği bir rejim kuruldu. Bu süreç AK Parti ve MHP’li siyasileri de tehdit ediyor. Bugün biz hukukun dışında hareket edersek, iktidara geldiğimizde onların yöntemleriyle hareket etmiş oluruz. Ama biz intikamın değil, adaletin ve demokrasinin tarafındayız. Bu yollar bir gün dönüp onları da vurur.”
Medya ve gazetecilere de çağrıda bulunan Özel, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hakikatin arkasında durmak hepimizin görevi. Gazetecilik iftiraya değil, gerçeğe dayanmalı. Algı yönetimiyle değil, gerçeklikle mücadele edeceğiz. Hepinize teşekkür ediyorum.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.