Eskişehir Beylikova’da (NTE ) Maden Tehlikesi Kapıda
Eskişehir Beylikova’da (NTE ) Maden Tehlikesi Kapıda
NTE'lerin üretim sürecinde büyük miktarda arsenik ve ağır metal atıkları bırakması nedeniyle sık sık çevre savunucularının gündemine geliyor.
Eskişehir Beylikova’daki 694 milyon tonluk nadir toprak elementleri (NTE) rezervi iddiaları, hem iktidarın hem muhalefetin hem de uzmanların gündeminde.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarı bu rezervleri ABD’ye satmaya çalışmakla suçlarken, iktidar cephesi ise söz konusu iddiayı reddediyor.
NTE’ler, teknoloji ve savunma sanayii için kritik öneme sahip. ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri de bu elementlerin yüzde 60-70’inin Çin’den sağlanması nedeniyle alternatif kaynak arayışında. Türkiye ise söz konusu rezerv iddialarıyla bu alanda potansiyel bir alternatif rota olarak öne çıkıyor.
Konunun uzmanlarıyla, söz konusu rezervin Türkiye’yi Çin’den sonra ikinci büyük üretici konumuna taşıma ihtimalini ele aldıktan sonra bugün de rezervin Türkiye’yi dünya pazarında nasıl bir konuma getireceğini ve NTE tesislerinin çevreye bıraktığı toksik mirası inceleyeceğiz.
Çevreye bıraktığı toksik miras
NTE’ler genellikle granit, karbonat ve benzeri kayaçlardan çıkarılıyor. Bu süreçte kullanılan kimyasallar, özellikle asitler ve çözücüler, su ve toprağı kirletebiliyor. Ayrıca madencilik sırasında açığa çıkan tozlar ve radyoaktif yan ürünler hem havayı kirletebiliyor hem de yeraltı su kaynaklarını tehdit edebiliyor.
Dünyanın bilinen en büyük NTE rezervine sahip olan Çin’deki Bayan Obo Madeni, üretim sürecinde büyük miktarda arsenik ve diğer ağır metal atığı bırakması nedeniyle sık sık çevre savunucularının gündemine giriyor. Maden, 70 bin tonun üzerinde radyoaktif atık üretiyor.
Çin hükümeti 2012’den itibaren maden sayısını azaltmaya ve düzenlemeler getirmeye çalışsa da, uydu görüntüleri ve saha raporları, tarım arazilerine ve içme suyu kaynaklarına verilen zararın devam ettiğini gösteriyor. Bölgede yaşayanlar yasa dışı arazi el koymaları, toprak kaymaları ve florür ile arsenik maruziyetine bağlı sağlık sorunları yaşadıklarını bildiriyor. Devlete ait madencilik şirketleri ise topluluklar için yeterli koruma veya çözüm sunmuyor.
NTE üretiminin çevresel etkileri yalnızca Çin ile sınırlı değildir. Myanmar ve Çin’in en kirli madenlerini taşıdığı bölgelerde de benzer çevresel tahribatlar gözlemleniyor.
“Ortaya çok miktarda kimyasal atık çıkacak”
Sahayı yakından tanıyan ve NTE’ler üzerine yıllardır çalışan, isminin açıklanmasını istemeyen bir uzman, NTE tesislerinin olası çevresel zararlarına şöyle değindi:
“Bütün endüstriyel faaliyetler çevre kirliliği riski taşır. Mühendislik süreçleri sonunda ortaya çıkabilecek olumsuzluklar, mühendislik birikimi ve bilimin rehberliğinde çevrenin tolere edebileceği seviyelere indirgenebilir —tamamen ortadan kaldırılamasa da çevresel etkiler minimize edilebilir. Eskişehir Beylikova özelinde kimyasal kirlilik kadar dikkat çeken başka bir konu ise toryum varlığı. NTE’ler işlemlerle kazanılırken geride kalan atıklarda toryum birikimi olabiliyor. Toryum, radyoaktif bir element. Bunu çevreye zarar vermeden nasıl depolayacaksınız? Bu, çözüm bekleyen en önemli problemlerden biri.
“Kimyasal kullanımı ve büyük ölçekli kazı çalışmaları sonucu, ortaya çok miktarda kimyasal atık çıkacak. Bu atıklar ancak bilimsel veriler ve mühendislik çözümleri çerçevesinde depolanabilir. Ancak asıl korkum şu: Bu tür tesislerin denetimi genellikle devlet mekanizmaları içindeki kurumlar tarafından yapılıyor ve denetimler zaman zaman yetersiz kalıyorlar. İliç’teki yığın liç kazasını hatırlıyorsunuz; ortaya çıkan tablo, üretim baskısı ve denetim eksikliğinin sonucuydu ve birçok meslektaşımızın, emekçinin hayatına mal oldu. Bu örnek, olası riskleri son derece ciddiye almamız gerektiğini gösteriyor.”
Toryum: Periyodik tabloda Th sembolü ile gösterilen, gümüşi-beyaz renkte, yumuşak ve dövülebilir bir yapıya sahip olan toryum, doğal olarak radyoaktiftir ve alfa parçacıkları yayar. Yarı ömrü çok uzun olduğundan doğada genellikle kararlı bir şekilde bulunur ve çoğunlukla monazit kumları ile bazı NTE’lerde yer alır. Toryum, nükleer enerji üretiminde potansiyel bir yakıt olarak kullanılabilir; ayrıca yüksek sıcaklığa dayanıklı alaşımlarda ve bazı özel optik ve elektronik uygulamalarda da değerlidir. Ancak radyoaktif bir element olması nedeniyle kontrolsüz depolanması veya açığa çıkması çevre ve insan sağlığı açısından ciddi riskler taşır. Uzun vadede radyasyon etkisi oluşturabileceği için, toryum birikimi olan bölgelerde dikkatli mühendislik ve güvenli depolama yöntemleri uygulanması kritik öneme sahiptir.
Üretimin yüzde 70’i Çin kaynaklarından
NTE’ler bağlamındaki tartışmalı konulardan biri de, söz konusu rezervin gerçekliği dikkate alındığında, Türkiye’nin dünya ülkeleri açısından NTE tedarikinde Çin’e alternatif olup olamayacağı sorusu.
Çin, NTE pazarında açık ara lider konumda. Dünyadaki NTE üretiminin yaklaşık yüzde 60-70’i Çin kaynaklarından sağlanıyor. 1995-2023 arasında Çin tek başına 240 bin ton civarında NTE üretirken, ABD gibi diğer ülkelerin üretimi bu miktarın çok altında kalıyor. Çin’in piyasadaki hâkimiyeti, sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir güç de sağlıyor; ihracatı sınırlayarak veya tarifeler uygulayarak diğer ülkeleri etkileme kapasitesine sahip.
Çin’in etkinliği, özellikle savunma sanayii, elektrikli araç ve yenilenebilir enerji teknolojileri için kritik elementlere erişimde stratejik bir risk olarak görülüyor.
Çin’e aşırı bağımlılığın risklerini fark eden ülkeler, tedarik zincirlerini çeşitlendirme yoluna gidiyor. 2023’te küresel üretimde yüzde 12,3 pay ile ikinci sırada yer alan ABD, bu çabaların öncüsü konumunda; Mountain Pass madeninin yeniden açılması bu bağlamda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Madagaskar ve Uganda gibi ülkeler de kendi rezervlerini keşfetmeyi hedefleyerek Çin’in tekeliyle rekabet etmeye çalışıyor. Ancak Çin’in düşük maliyetli üretimi ve oturmuş tedarik zinciri ile rekabet etmek önemli bir engel oluşturuyor.
Mevcut durumda Türkiye’nin NTE rezervleri ve tesisi Çin ile rekabet edebilecek seviyede değil. Eskişehir Beylikova’daki tesis, pilot kapasitede yıllık 10 bin ton NTE üretebilecek bir üretim hedefliyor, bu miktar Çin’in tek başına yıllık yüz binlerce tonluk üretiminin yanında oldukça sınırlı kalıyor.
“Çin, fiilen bir tekel”
Uzmanlar bu konuya ise şöyle açıklık getiriyor:
“Söz konusu raporlara göre buradaki rezerv miktarı 694 milyon ton. Resmî kaynak olarak bu rezervleri yayımlayan Eti Maden İşletmeleri’nin kendisi. Rezerv değerlerinin doğruluğu, yapılan sondaj çalışmalarına dayanıyor ve raporlaştırılarak resmiyete aktarılmış durumda; bizler ise bu değerlerin kesin varlığı ya da yokluğu konusunda net bir yargıya varamıyoruz. Bu değer, dünyada Çin’den sonra en yüksek ikinci rezerv kategorisinde yer alıyor. Ancak NTE’ler ve diğer kritik minerallerin büyük çoğunluğunun üreticisi ve ihracatçısı konumunda olan ülke Çin; fiilen bir tekel. Küresel konjonktürde bu durum, Çin’e alternatif tedarik kaynakları arayışını gündeme getiriyor; Rusya, ABD ve AB gibi aktörler, tedarik güvenliğini sağlamak amacıyla kaynak ülkelerle ikili veya çok taraflı anlaşmalar yaparak kendi tedarik zincirlerini güçlendirmeye çalışıyorlar.
“Örneğin ABD, Rusya–Ukrayna savaşının başlarında Ukrayna’daki bazı nadir toprak elementleri kaynaklarını kendi yönüne çekmeye yönelik girişimlerde bulundu; ancak savaşın seyrinde bu kaynak alanlarının önemli bölümü Rusya sınırları içinde kaldı ve fiilen Rusya’nın kontrolünde olmaya devam etti. Böylece ABD’nin bu tür kritik maddeleri güvenilir şekilde temin edebileceği alternatif coğrafyalar bulma arayışı daha da önem kazandı; Çin’in kendi kaynaklarını ABD ile paylaşması ise muhtemel bir seçenek değil.
“Türkiye’de söz konusu rezervlerin yukarı yönlü revize edildiği ifadeleri göz önünde bulundurulduğunda ise başka bir kaygı öne çıkıyor: Mevcut siyasi yapı ve uygulamalar bağlamında, maden kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir işletilmesi yerine hoyratça kullanılması, değerlerin heba edilmesi riski. Bu kaygı; kıymetli metallere ilişkin işletme haklarının yakın çevreye veya yandaş firmalara devredilmesi, bazı grupların kaynaklara el koyması ve gelirlerin belirli çevrelere aktarılması gibi uygulamalara dair endişeleri beraberinde getiriyor.”
CHP’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın kamuoyuyla paylaştığı, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ne bağlı Avrupa Alt Komitesi’nin 5 Mart 2025 tarihli toplantı tutanağına göre, Türkiye’deki NTE rezervleri üzerinden Çin’e alternatif oluşturacak bir üretim hattının Batı için stratejik bir ortaklık fırsatı sunduğu belirtiliyor. Tutanakta, eğer Türkiye bu sürece dâhil edilmezse, boşluğun başka bir aktör tarafından doldurulacağı (Çin kastedilerek) ifade ediliyor.
Beylikova ve 694 milyon tonluk rezerv iddiaları
Türkiye’de NTE rezervleri 1950’lerin sonlarından itibaren tespit edildi. Özellikle lantanyum, seryum ve neodimyum açısından yüksek üretim potansiyeline sahip olan ülkenin en büyük NTE yatağı Eskişehir’de bulunuyor. İkinci büyük rezerv ise Isparta’nın Çanaklı bölgesinde yer alıyor. Malatya’da da çeşitli NTE içerikli rezervler mevcut.
Beylikova’daki NTE rezervini ilk kez gündeme getiren ise dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez oldu.
Dönmez, Temmuz 2022’de ETİ MADEN Beylikova Florit Barit ve Nadir Toprak Elementleri İşletme Müdürlüğü’nde yaptığı açıklamada Eskişehir’in “dünyada tarihe geçen bir keşif” ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “2011'de başlayan çalışmalarımızda toplam 6 yıl içerisinde 125 bin 193 metre sondaj yapıldı. 59 bin 121 numune toplandı sahadan. Bunların analizleri yapıldı ve analizler sonucunda da 694 milyon ton nadir toprak elementi keşfi gerçekleştirilmiş oldu. Bu keşifle dünyanın en büyük ikinci rezerv sahası oldu,” dedi.
Bu açıklama ile, 17 farklı toprak elementinin bulunduğu rezerv, dünyada Çin’in 800 milyon tonluk rezervinin ardından ikinci en büyük rezerv olarak kayda geçti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da Aralık 2023’te yaptığı açıklama ile NTE üretimiyle Türkiye’nin elektrikli araç ve yenilenebilir enerji teknolojilerinde önemli bir aktör hâline geleceğini belirterek “Türkiye NTE üretebilen beş ülkeden biri olacak ve dünyada önemli bir tedarikçi konumuna gelecek. Burada yaklaşık 690 milyon tonluk bir cevher var. Biz bu kaynağın işletilmesi ile alakalı ilk etapta bir pilot tesis kurduk ve geçtiğimiz nisanda sayın Cumhurbaşkanımız buranın açılışını yapmıştı. İlk etapta 1200 tonluk bir cevher işleyeceğiz. Bu tesisten aldığımız neticeler sonucunda da yılda 570 bin tonluk cevheri işleyecek ve yaklaşık yılda 10 bin tonluk nadir toprak oksidi üretecek endüstriyel tesisi kurmayla alakalı çalışmalarımıza devam ediyoruz,” dedi.
Bu bağlamda “Doğal Kaynaklar ve Madencı̇lı̇k Alanlarında İşbı̇rlı̇ğı̇ne İlı̇şkı̇n Mutabakat Zaptı”, Ekim 2024’te Bayraktar ile Çinli mevkidaşı Wang Guanghua tarafından imzalandı. Anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, “Madenciliğin her alanında işbirliğimizi ilerletmeyi, özellikle kritik mineraller konusunda Türkiye’de birlikte çalışmayı hedefliyoruz,” ifadelerini kullandı.
NTE nedir, neden önemli?
Nadir toprak elementleri (NTE) kimyasal, manyetik ve optik özelliklere göre benzer özellikler gösteren 15 tane lantanit ile itriyum ve skandiyumdan oluşan 17 elementtir. NTE’ler, modern teknoloji, savunma sanayii ve endüstride kritik öneme sahip.
NTE’ler, kendi içlerinde ağır (Y, Eu, Gd, Tb, Dy, Ho, Er, Tm, Yb ve Lu) ve hafif (Sc, La, Ce, Pr, Nd, Pm ve Sm) olarak gruplandırılır. Bu gruplandırma, elementlerin atom numaraları ve doğada bulunma sıklıkları esas alınarak yapılır. Hafif NTE’ler doğada daha sık bulunur. NTE’lerde “nadiren” bulunma ifadesi, aslında doğada az olmalarından değil, cevherlerinin işlenip kullanıma sunulmasının zorluğundan kaynaklanır. Örneğin bazı NTE’ler, krom, nikel, kurşun ve bakır gibi metallerden daha yaygın bulunabilir.
Kullanım alanları nedeniyle NTE, modern malzeme ve enerji teknolojilerinin vazgeçilmez bir bileşeni. Malzemeye ağırlıkça katkıları az olsa da, mekanik, manyetik, elektrik ve optik özellikleri önemli ölçüde artırdığı için NTE, malzemenin “vitamini” veya “tohumu” olarak nitelendirilir. Kullanım alanları arasında mıknatıslar ve alaşımlar öne çıkar.
Özellikle SmCo ve NdFeB mıknatıslarının üretiminde NTE kullanımı kritik öneme sahiptir. Bu mıknatıslar elektrikli motorlar ve rüzgar türbinlerinde yer alır; yeni nesil rüzgâr türbinlerinde NTE’ye olan ihtiyaç giderek artmaktadır.
Savunma sanayii açısından NTE’ler radar, sonar, iletişim sistemleri, füze ve jet motorları, gece görüş cihazları, lazer ve hassas sensörlerde kullanılıyor. Ayrıca endüstriyel süreçlerde katalizör, cam, seramik, polimer ve alaşım üretiminde katkı maddesi olarak kullanılırken, tıp ve araştırma alanlarında manyetik rezonans görüntüleme (MRI) kontrast ajanları ve nükleer teknoloji uygulamalarında da yer alıyor. Bu nedenle NTE’ler, yüksek teknoloji, savunma ve enerji dönüşümü alanlarında hem ekonomik hem de stratejik açıdan büyük öneme sahip.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.