SOL Parti'den “Emek, İnsan, Doğa” Mitingi.

Binlerce yurttaşın katıldığı mitingde, Saray rejiminin ülkedeki zulmüne, var olan adaletsizliğe karşı birlikte mücadele etme kararlılığı vurgulandı.

SOL Parti Artvin Şavşat’ta kitlesel bir miting düzenledi. Binlerce yurttaşın katıldığı mitingde, Saray rejiminin ülkedeki zulmüne ve var olan adaletsizliğe karşı birlikte mücadele etme kararlılığı bir kez daha vurgulandı. SOL Parti Şavşat İlçe Örgütü, 23 Temmuz 1979 tarihinde Şavşat’ta yaşanan ve tarihe “Şavşat Katliamı” olarak geçen olayların 46’ncı yılı vesilesiyle kitlesel bir miting gerçekleştirdi. “Emek, İnsan, Doğa” temasıyla gerçekleştirilen mitinge binlerce yurttaş katıldı. Şavşat Otogarı’nda başlayan yürüyüş, Şavşat Meydanı’nda sona erdi. Meydanda bir araya gelen yurttaşlar, geçmişte yaşanan acıları anarken aynı zamanda bugün Saray rejiminin eliyle sürdürülen zulüm ve adaletsizliklerine karşı birlikte mücadele etme kararlılığını bir kez daha dile getirdi. SOL Parti MYK Üyesi Alper Taş, konuşmasına, 46 yıl önce Şavşat’ta yaşanan katliamda beş güzel insanın hayatını kaybettiğini hatırlatarak başladı. Taş, bu katliamın 12 Eylül darbesini hazırlayan özel operasyonunun bir parçası olduğunu belirtirken 12 Eylül ve sonrası süreçlerde de devrimcilerin baskı, sömürü ve zulme karşı mücadele ederken hayatlarını kaybettiklerine dikkat çekti. Geçmişte zam, zulüm ve sömürü düzenine karşı mücadele edenlerin bugün de benzer şartlarla karşı karşıya olduğunu, haksızlık, eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı hesap sorma zamanı olduğunu söyleyen Taş, “Sadece insanlara değil doğaya ve canlı yaşamına da değer verilmiyor. Meclis’te maden yasasıyla ormanlara, zeytinliklere, sulara ve yaylalara yönelik saldırılar son sürat devam ediyor” dedi. Türkiye’nin ve dünyanın kriz içinde olduğunu vurgulayarak, “Bu yangının sorumlusu emperyalist kapitalist sistemdir. Çözüm, bu rejimi değiştirmekten geçiyor” diye konuştu. Taş, bu saldırıların geçmişte yaşanan katliamlardan farklı olmadığını, aynı zihniyetin devamı olduğunu vurgulayarak Şavşat’ta, Maraş’ta, Sivas’ta yaşanan katliamların bugünkü doğa tahribatlarıyla aynı kökten beslendiğini ifade etti. 12 Eylül öncesi devrimcilerin insan ve emek sömürüsüne karşı çıktıkları için katledildiğini hatırlatan Taş, bugün ise emek sömürüsünün yanı sıra doğanın sömürüsünün de sürdüğünü söyledi. “Devrimcilik, zalimin zulmüne direnmek demektir” diyen Taş, Şavşat’ın devrimci insanları olarak yaşam alanlarını, ormanlarını, sularını ve yaylalarını koruma kararlılığında olduklarını dile getirdi. Zamanın direniş zamanı, iklimin ise direniş iklimi olduğunu vurgulayarak “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” diye konuştu. MÜCADELE BÜYÜYECEK SOL Parti Şavşat İlçe Başkanı Ebabekir Keskin ise konuşmasında doğaya, ormana, suya ve madene sahip çıkmanın önemine dikkat çekti. Ülkenin tek adam rejimiyle, padişahlıkla karanlığa gömüldüğünü ve tarikatlara teslim olduğunu ifade eden Keskin, bir bakanlığın bir tarikatın, diğer bir bakanlığın başka bir tarikatın elinde olduğunu söyledi. Keskin, Sağlık Bakanı’nın özel hastane sahibi, Ticaret Bakanı’nın ticaret sahibi ve Milli Eğitim Bakanı’nın özel okullar sahibi olmasıyla “milli” kelimesinin anlamını dahi yitirdiler. Kamuoyuna dair tüm alanların tekelci sermayeye peşkeş çekiyorlar. Buna hiçbir zaman “evet” demedik bundan sonra da demeyeceğiz” ifadelerine yer verdi. Keskin, mücadele edilirse devletten ve halktan çalınanların geri alınabileceğini, mücadele edilmezse ise kaybedilenlerin geri gelmeyeceğini dile getirdi. Derelere, madenlere göz dikildiğini, bunların bir kısmının sembolik yerli işbirlikçilere, büyük kısmının ise tekelci sermayeye peşkeş çekildiğini ifade eden Keskin, ormanların vahşi biçimde kesildiğini, teknik ve bilimsel yöntemlerin terk edilip vadiden vadiye tamamen tıraşlama yapıldığını, bunun toprak kaymalarına yol açtığını ve bunun örneklerinin her yerde görüldüğünü ifade etti. Artvin’in yüzde 74’ünün madencilik ruhsatlı olduğunu belirten Keskin, kararlılıkla mücadele edeceklerini ve madenci şirketlerin Artvin’i terk etmesini talep edeceklerini açıkladı.