Meme Kanserinin Erken Tanısında Önemli Standart Mamografi
Meme Kanserinin Erken Tanısında Önemli Standart Mamografi
Hekimler, meme kanseri erken tanısında ‘altın standart‘ kabul edilen mamografiye bazı hastaları kanser korkusuyla ikna etmekte zorlanıyor.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yılda yaklaşık 2.3 milyon kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. 670 bin kadınsa bu sebeple ölüyor. Meme kanseri, dünyanın her ülkesinde ergenlik sonrası her yaştaki kadınlarda görülüyor. İlerleyen yaşlarda görülme sıklığı artıyor.
Meme kanseri taraması yapılabilen az sayıdaki kanserlerden. Dolayısıyla bu şansı kullanmak hastalığın en erken dönemde (küçük tümörleri, daha belirti vermeden) yakalanmasına ve tedavisine olanak sağlıyor.
Faydaları ve zararları göz önüne alındığında mamografi hala en önemli meme kanseri teşhis yöntemi olma özelliğini koruyor.
Kaldı ki mamografi çekimiyle alınan radyasyonun, kansere yol açtığını kesin olarak gösteren herhangi bir çalışma yok. Aksine düzenli yapılan mamografi taramaları, erken teşhisle meme kanserine bağlı ölüm oranını düşürüyor.
Mamografiyle alınan radyasyon sonucu tahmini olarak 23 bin birinde meme kanseri gelişebileceği hesaplanıyor. Oysa 60 yaşlarında mamografi çekilen 23 bin kadından 200’ünün meme kanseri erken yakalanıyor.
Örneğin Birleşik Krallık’ta Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin verilerine göre, mamografiyle yapılan meme kanseri taramalarında, yılda en az bin 300 kadının hayatı kurtarılabiliyor.
Sadece ultrasonografi istiyorlar
Mamografi çekimi düşük dozda radyasyonla yapılıyor. Bu sebeple de mamografiyle ilgili yalan, yanlış ve korkutucu pek çok bilgi ortalıkta dolaşıyor.
Mamografi için hastalarını ikna etmekte güçlük çeken hekim az değil. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat bunlardan biri: “Meme kontrolünde çok büyük bir handikap yaşıyoruz. Hiç kimse mamografi yaptırmak istemiyor. ‘Sadece meme ultrasonu yetmez mi?’ diye soruyorlar” dedi.
Bahat meme kontrolünün mümkünse aynı hekim tarafından yapılması gerektiğini de ekledi: “Memede bir değişim varsa önceki çekimleriyle birlikte değerlendirerek kıyaslayabilir ve daha doğru yorumlayabilir.”
Net bilgi: Ölümleri önlüyor
Hacettepe Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, mamografinin hem tarama hem de tanı için önemli bir görüntüleme yöntemi olduğunu hatırlattı:
“Neredeyse sekiz kadından birinde yaşam boyu meme kanseri olma riski var. Bu kadar sık görülen bir kanserde tarama testleri oldukça önemli.
Mamografinin kanser yapabileceğine ait fikirler hep hipotetik. Bunu söyleyen literatür verisi yok. Ancak mamografinin meme kanserinden ölümleri engellediğini gösteren net veriler var. Bu sebeple uluslararası kılavuzlarda yer alıyor.”
Risk-yarar dengesinde ‘yarar’ ağır basıyor
Düzenli tarama programlarında önerilen yaş ve aralıklarla yapıldığında risk–yarar dengesi kesin olarak yarar lehine. Özyiğit mamografi çekiminde maruz kalınan radyasyonun kat kat fazlasının günlük yaşamda alındığını söyledi: “Herhangi birimizin yılda doğal çevresinden aldığı radyasyon miktarı 2.4 birim. Tek bir mamografi çekiminden aldığı radyasyon birimiyse 0.2 birim.
Yaklaşık beş bin katını tedavi olarak hastalara veriyoruz.
Türkiye’de iş kazaları, vs. sebebiyle ölme olasılığı çok daha yüksek. Halkımızın da bu konudaki endişelerini de anlayabiliyoruz ama mamografi çektirmemenin mantıklı ve bilimsel açıklaması yok.”
Çok küçük kitleleri görüyor
Düzenli mamografiler erken evrede meme kanserinin tespit edilmesine olanak sağlıyor. Belirtiler ortaya çıkmadan yıllar önce kansere dönüşebilecek meme değişikliklerini gösteriyor.
Veriler, düzenli mamografi yaptıran kadınların meme kanserine daha erken yakalanma olasılığının daha yüksek olduğu tüm memenin alınması ameliyatı ve kemoterapi gibi agresif tedavilere ihtiyaç duyma olasılıklarının daha düşük olduğunu ve iyileşme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Mamografinin en büyük avantajı 5 milimetre civarındaki kitlelerin saptanabilmesi. Elle muayenede yakalanabilenler genellikle 1-2 santimetre kadar. Özyiğit şöyle konuştu:
“5 milimetre evre 0, evre 1 demek. Bu boyuttaki kanserin kür oranları yüzde 95-97’lere kadar çıkıyor. Daha geç evrelerde bu oranlar dramatik olarak düşüyor.
Elimizde yeni ilaçlarla, gelişmiş radyoterapi teknikleri sayesinde ileri evrelerde de meme kanserini kronik hastalığa çevirmeye başladık. Yine de meme kanseri ölüm nedenleri arasında ilk sırada geliyor.”
Öte yandan dijital mamografi cihazları daha az radyasyonla sonuç veriyor. Mamografi sırasında alınan radyasyon miktarı bir uçak yolculuğu sırasında güneş ışınları nedeniyle maruz kaldığımız radyasyonla hemen hemen aynı.
40-69 arasında iki yılda bir mamografi
Türkiye’de yürütülen Ulusal Kanser Tarama Programı’na göre 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılıyor, iki yılda bir mamografi çekiliyor.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği de 40 yaşından sonra risk faktörlerine göre değerlendirilerek yılda bir veya iki yılda bir mamografi çekilmesini öneriyor. Ancak daha sonraki mamografilere referans olması açısından 30-40 yaş arasında da bir kez mamografi çektirilmesi gerektiğini söylüyor.
Ailesinde meme kanseri olanlar 40 yaşından itibaren yılda bir kez mamografi ve ultrasonografi tetkiki yaptırmalı. Birinci derece akrabasında, 40 yaş altında meme kanseri tanısı olan kadınlarda, meme taraması yakın akrabalarda kanser saptama yaşından 10 yıl daha genç yaştan itibaren başlamalı. Yani yakın akrabanız 35 yaşında meme kanseri tanısı aldıysa, sizin 25 yaşında düzenli doktor kontrollerine gitmeniz gerekir.
Yüksek riskli gruba dahil kadınlarda rutin yıllık mamografi ve ultrasonografi ile birlikte yıllık aralıklarla meme MR incelemesinin de rutin takiplere eklenmesi öneriliyor.
Protez (silikon) çekime engel değil
Meme dokusundaki protezler mamografi, ultrasonografi veya MR tetkiki için engel değil. Mamografi çekimi sırasında meme dokusuna uygulanan basıncın da proteze bir zararı yoktur.
Mamografi cihazlarındaki protezli meme için doz seçim programlarıyla ayrıntılı görüntüler elde ediliyor. Tarama protokolüne mamografi ile birlikte ultrasonografinin de eklenmesi öneriliyor.
Kaynak: Diken Gazetesi--@mesudedemirr
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.