petshop
Mecidiyeköy escort Şişli escort Bakırköy escort Halkalı escort Avcılar escort Şirinevler escort Bahçeşehir escort Taksim escort Beşiktaş escort Kartal escort Kadıköy escort Ümraniye escort Anadolu Yakası escort Maltepe escort Beylikdüzü escort Pendik escort Avrupa yakası escort Adana escort Kocaeli escort Antalya escort Gaziantep escort beşiktaş escort ataköy escort şişli escort eskişehir escort fethiye escort sakarya escort muğla escort malatya escort samsun escort denizli escort konya escort kayseri escort ankara escort bursa escort

Erzurum Evden Eve Nakliyat Aşkale Evden Eve Nakliyat Aziziye Evden Eve Nakliyat Çat Evden Eve Nakliyat Hınıs Evden Eve Nakliyat Horasan Evden Eve Nakliyat İspir Evden Eve Nakliyat Karayazı Evden Eve Nakliyat Karaçoban Evden Eve Nakliyat Köprüköy Evden Eve Nakliyat Narman Evden Eve Nakliyat Palandöken Evden Eve Nakliyat Olur Evden Eve Nakliyat Otlu Evden Eve Nakliyat Pazaryolu Evden Eve Nakliyat Pasinler Evden Eve Nakliyat Şenkaya Evden Eve Nakliyat Tekman Evden Eve Nakliyat Tortum Evden Eve Nakliyat Uzundere Evden Eve Nakliyat Yakutiye Evden Eve Nakliyat

Gebze escort bayan

Hasan Ali Hamarat
Köşe Yazarı
Hasan Ali Hamarat
 

DERS ÇIKARMAK

Kadim anlatılar başta olmak üzere insanoğlu hep bir kavramla haşır neşir oldu: “Sınav” İş bu kavramın gerçekleri üzerine düşünmeye ve eyleme geçmeye gelince hep kaçındık lakin gelgelelim mistik çağrışımlarına bayılmaktayız. Kader, Karma vb birçok spritüal kapitalist öğretilere ilham kaynağı olan bu anlayışı o kadar benimsemişiz ki; yaşanan her kötü olay, felaket sonrası kendimizi hemen tazeleyebiliyoruz. Lakin almamız gereken dersler söz konusu olduğunda hep bir köşede kalıyorlar ve daha sonra üzerlerine yenileri ekleniyor daha sonra yine yenileri… Bu rasyonel olmayan anlayışı salt oryantalist güzellemeler ile salt görece geri kalmış dünyaya dönük bir şey gibi düşünmeyin sakın. Dünyanın en güçlü ülkesi ABD’de bile “Manifest Destiny” şeklinde kendini zuhur eden bu anlayış, tüm insanlığın başında kara veba gibi zamanı gelince fırtınalar estirebilmektedir. Semavi dinlerin seçilmiş insanları da farklı bir anlayışın dışa vurumu değildir. Araştıranlar bilecektir; Aydınlanma düşüncesi sonrası “Ergin Akıl” denen bir kavram ortaya atılmıştır. İnsanı bir birey olarak kabul edebilmenin öncelikli şartını akılcı sorgulamalar yapabilmesi şeklinde kabul eden bu düşünce, skolastik düşünceyi yerle bir etmiştir. İnsanları din tüccarlığı ile hükümranlığı altına alan Kilise İktidarını alaşağı etmiştir ve bu yıkıntının küllerinden Avrupa Bilimi doğmuştur. Müslüman Coğrafyası’nda ise çok daha öncesi kendini gerçekleştiren bu uyanış, insanlığa çok şey katmıştır. İbn-i Rüşd, Farabi, Meryem el-İcliyye, İbn-i Batuta, Ömer Hayyam vb. birçok düşünür, zamanının çok ilerisinde düşün ürünleri ortaya koymuştur. İşte bu kolektif ilerleme, asırlar sonrasında öyle bir noktaya varmıştır ki; yıkımını kendi ellerinden yaşamıştır. Sömürgeleşme, insanlık onurunu en alt seviyelerine indirmiş akabinde gelen büyük savaşlar, gerici düşünceye tekrar ayağa kalkmak konusunda ciddi bir fırsat vermiştir. Bilimi yanlış alanlarda kullanan insanlardan ziyade bilimin bizatihi kendisini tartışmaya açtırmıştır. Sonuç olarak değişmeyen tek bir şey vardır: “Yıkım” Ülkemiz 6 Şubat 2023 tarihinde bugüne kadar yaşadığı en büyük doğal afeti yaşadı. Şimdiye kadar sayısı 40 bini aşan ölüm vakaları ile karşı karşıyayız. Üstelik depremin enkazı halen daha tam anlamıyla kaldırabilmiş değildir. Kendi gözlerim ile de gördüğüm bu korkunç yıkımın izleri maalesef hem kendi zihnimden hem de ülkemizin tarihinden kolay kolay silinmeyecektir. Bu çok acı afetin kendisi kadar sonrasında olanlar da biraz olsun sorgulama yetisini kaybetmemiş bizleri kahretmiştir. Bir deprem ülkesi olan ülkemizde olası bir depreme neredeyse hiç hazırlık yapmadığımızı ülkece en acı haliyle tecrübe ettik. Sorumlu kişilerin umarsız davranışları, yetkili kurumların sahadaki koordine olmada yaşadığı zorluklar vb. birçok etken sinir uçlarımıza dokunmaya devam ediyor. Üstelik depremin üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen halen daha bir istifa söz konusu değildir ne yazık ki… Bu ağır tabloda bir gerçeği anlamak zorundayız. Bizleri bu hale bilimin karşısında yer almamız ona hak ettiği değeri göstermemiz getirdi. Zira yukarıda tekrar ettiğim üzere bu ülke bir deprem ülkesidir ve bu gerçeğe dönük yapılması gereken eylem ve hazırlıklar yapılmamıştır. Üstelik “biz yanlış depreme hazırlık yapmışız” minvalinde çirkin açıklamaları da sineye çekiyoruz. “Not ediyoruz” şeklinde perde arkasından tehdit edilebiliyoruz. Çünkü halen daha gerçek gücümüze uyanabilmiş değiliz. Biz olmadan hiçbir vasfı olmayacak insanların, temsil ettiği milletine karşı parmak sallama hadsizliğini sineye çekebiliyoruz. Üstelik buna “Devletin Bekası için” gibi bir zırvalığı bahane edip katlanıyoruz. Oysa ne demiştir Şeyh Edebali: “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” Ayrıca belirtmek gerekir ki; siyasi bir oluşum olan hükümetlerin kendi basiretsizlik ve beceriksizliğinin “devlet” kalkanı ardına gizlenmesini de kabul etmiyoruz. Zira çok iyi biliyoruz ki Hükümetler geçici, Devlet ise kalıcıdır. Değerli okurlar; görüldüğü üzere bu hükümet, diğer birçoğunda olduğu gibi bu sınavda da sınıfta kalmıştır. Ancak bu başarısızlığın faturası çok ağır olmuştur ne yazık ki… Biz halkın geçmiş dönem karinesi de çok iç açıcı değildir. Ancak zararın neresinden dönersen kardır şiarıyla herkesi bilim ekseninde düşünmeye ve sorgulamaya ve en nihayetinde bu başarısızlığın sorumluluğunu üstlenenlerden hesap sormaya davet ediyorum. Sözlerimi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu değerli sözü ile noktalarken hayatını kaybeden depremzedelere Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum… “Bir milletin felaket içinde kalması, yok olma tehlikesine maruz kalışı, mutlaka toplumsal, ahlaki bir hastalığa tutulması neticesidir. Milletin hakiki kurtuluşunda başarıyı temin için, mutlaka milletin toplumsal noksanlarını idrak etmek ve hastalığı esasından bilimsel bir surette tedavi çarelerine girişmek lazımdır. Tedavi ancak bilimsel bir şekilde olursa işe yarar.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2023 - Cumartesi

DERS ÇIKARMAK

Kadim anlatılar başta olmak üzere insanoğlu hep bir kavramla haşır neşir oldu: “Sınav”

İş bu kavramın gerçekleri üzerine düşünmeye ve eyleme geçmeye gelince hep kaçındık lakin gelgelelim mistik çağrışımlarına bayılmaktayız. Kader, Karma vb birçok spritüal kapitalist öğretilere ilham kaynağı olan bu anlayışı o kadar benimsemişiz ki; yaşanan her kötü olay, felaket sonrası kendimizi hemen tazeleyebiliyoruz. Lakin almamız gereken dersler söz konusu olduğunda hep bir köşede kalıyorlar ve daha sonra üzerlerine yenileri ekleniyor daha sonra yine yenileri…

Bu rasyonel olmayan anlayışı salt oryantalist güzellemeler ile salt görece geri kalmış dünyaya dönük bir şey gibi düşünmeyin sakın. Dünyanın en güçlü ülkesi ABD’de bile “Manifest Destiny” şeklinde kendini zuhur eden bu anlayış, tüm insanlığın başında kara veba gibi zamanı gelince fırtınalar estirebilmektedir. Semavi dinlerin seçilmiş insanları da farklı bir anlayışın dışa vurumu değildir.

Araştıranlar bilecektir; Aydınlanma düşüncesi sonrası “Ergin Akıl” denen bir kavram ortaya atılmıştır. İnsanı bir birey olarak kabul edebilmenin öncelikli şartını akılcı sorgulamalar yapabilmesi şeklinde kabul eden bu düşünce, skolastik düşünceyi yerle bir etmiştir. İnsanları din tüccarlığı ile hükümranlığı altına alan Kilise İktidarını alaşağı etmiştir ve bu yıkıntının küllerinden Avrupa Bilimi doğmuştur. Müslüman Coğrafyası’nda ise çok daha öncesi kendini gerçekleştiren bu uyanış, insanlığa çok şey katmıştır. İbn-i Rüşd, Farabi, Meryem el-İcliyye, İbn-i Batuta, Ömer Hayyam vb. birçok düşünür, zamanının çok ilerisinde düşün ürünleri ortaya koymuştur.

İşte bu kolektif ilerleme, asırlar sonrasında öyle bir noktaya varmıştır ki; yıkımını kendi ellerinden yaşamıştır. Sömürgeleşme, insanlık onurunu en alt seviyelerine indirmiş akabinde gelen büyük savaşlar, gerici düşünceye tekrar ayağa kalkmak konusunda ciddi bir fırsat vermiştir. Bilimi yanlış alanlarda kullanan insanlardan ziyade bilimin bizatihi kendisini tartışmaya açtırmıştır. Sonuç olarak değişmeyen tek bir şey vardır: “Yıkım”

Ülkemiz 6 Şubat 2023 tarihinde bugüne kadar yaşadığı en büyük doğal afeti yaşadı. Şimdiye kadar sayısı 40 bini aşan ölüm vakaları ile karşı karşıyayız. Üstelik depremin enkazı halen daha tam anlamıyla kaldırabilmiş değildir. Kendi gözlerim ile de gördüğüm bu korkunç yıkımın izleri maalesef hem kendi zihnimden hem de ülkemizin tarihinden kolay kolay silinmeyecektir. Bu çok acı afetin kendisi kadar sonrasında olanlar da biraz olsun sorgulama yetisini kaybetmemiş bizleri kahretmiştir. Bir deprem ülkesi olan ülkemizde olası bir depreme neredeyse hiç hazırlık yapmadığımızı ülkece en acı haliyle tecrübe ettik. Sorumlu kişilerin umarsız davranışları, yetkili kurumların sahadaki koordine olmada yaşadığı zorluklar vb. birçok etken sinir uçlarımıza dokunmaya devam ediyor. Üstelik depremin üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen halen daha bir istifa söz konusu değildir ne yazık ki…

Bu ağır tabloda bir gerçeği anlamak zorundayız. Bizleri bu hale bilimin karşısında yer almamız ona hak ettiği değeri göstermemiz getirdi. Zira yukarıda tekrar ettiğim üzere bu ülke bir deprem ülkesidir ve bu gerçeğe dönük yapılması gereken eylem ve hazırlıklar yapılmamıştır. Üstelik “biz yanlış depreme hazırlık yapmışız” minvalinde çirkin açıklamaları da sineye çekiyoruz. “Not ediyoruz” şeklinde perde arkasından tehdit edilebiliyoruz. Çünkü halen daha gerçek gücümüze uyanabilmiş değiliz. Biz olmadan hiçbir vasfı olmayacak insanların, temsil ettiği milletine karşı parmak sallama hadsizliğini sineye çekebiliyoruz. Üstelik buna “Devletin Bekası için” gibi bir zırvalığı bahane edip katlanıyoruz.

Oysa ne demiştir Şeyh Edebali: “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın”

Ayrıca belirtmek gerekir ki; siyasi bir oluşum olan hükümetlerin kendi basiretsizlik ve beceriksizliğinin “devlet” kalkanı ardına gizlenmesini de kabul etmiyoruz. Zira çok iyi biliyoruz ki Hükümetler geçici, Devlet ise kalıcıdır.

Değerli okurlar; görüldüğü üzere bu hükümet, diğer birçoğunda olduğu gibi bu sınavda da sınıfta kalmıştır. Ancak bu başarısızlığın faturası çok ağır olmuştur ne yazık ki… Biz halkın geçmiş dönem karinesi de çok iç açıcı değildir. Ancak zararın neresinden dönersen kardır şiarıyla herkesi bilim ekseninde düşünmeye ve sorgulamaya ve en nihayetinde bu başarısızlığın sorumluluğunu üstlenenlerden hesap sormaya davet ediyorum.

Sözlerimi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu değerli sözü ile noktalarken hayatını kaybeden depremzedelere Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum…

“Bir milletin felaket içinde kalması, yok olma tehlikesine maruz kalışı, mutlaka toplumsal, ahlaki bir hastalığa tutulması neticesidir.

Milletin hakiki kurtuluşunda başarıyı temin için, mutlaka milletin toplumsal noksanlarını idrak etmek ve hastalığı esasından bilimsel bir surette tedavi çarelerine girişmek lazımdır.

Tedavi ancak bilimsel bir şekilde olursa işe yarar.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelidetay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Çukurova escort Seyhan escort Ankara escort Mamak escort Etimesgut escort Polatlı escort Pursaklar escort Haymana escort Çankaya escort Keçiören escort Sincan escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort Şahinbey escort Nizip escort Şehitkamil escort İstanbul escort Merter escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Yenişehir escort Mezitli escort Erdemli escort Silifke escort Akdeniz escort Anamur escort tarsus escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort