Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi Savaş İstemiyor.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi Savaş İstemiyor.
Türkiye’de ve bölgede barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu belirten inisiyatif, tüm kadınları barışa ses vermeye ve savaşa dur demeye çağırdı.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, İsrail ve İran arasında tırmanan gerilim, Amerika’nın müdahalesi ve Ortadoğu’daki yayılmacı politikalar karşısında yazılı bir açıklama yaparak, bölgedeki savaş politikalarının kadınların özgürlüğü adına meşrulaştırılamayacağını vurguladı.
Türkiye’de ve bölgede barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu belirten inisiyatif, tüm kadınları barışa ses vermeye ve savaşa dur demeye çağırdı.
Açıklamada, İsrail’in İran’ı hedef almasıyla birlikte savaşın daha da büyüdüğü, bu gelişmelerin yalnızca iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkilediği ifade edildi. Suriye’de rejim değişikliği girişimleri, Alevi katliamları, Kuzey ve Doğu Suriye’nin çatışmalara rağmen ayakta kalma çabası gibi olgulara değinilen metinde, çatışmaların temelinde emperyalist çıkarlar olduğu kaydedildi.
İnisiyatifin açıklaması şöyle:
“Dünya son hız nükleer bir savaşa sürüklenirken, iç kamuoyundaki tüm itirazlara rağmen Amerika da İran’a saldırdı. Esas mesele Çin’e giden petrol deniyor. Trump, bir ateşkesin ilan edileceğini söylüyor ama bunun ne kadar gerçek olacağını bilmiyoruz. İnsanların hayatlarıyla adeta oyun oynanıyor. ‘Sıra Türkiye’de’ deniyor ve Türkiye esasen Gazze için değil, soykırıma karşı değil, Suriye üzerinde kendi emperyalist, Kürt düşmanı ve yayılmacı dış politikası nedeniyle başka bir yayılmacı güç olan İsrail’le karşı karşıya geliyor. İsrail ise İran’a saldırırken halkı —özellikle kadınları— molla rejimine karşı ayaklanmaya çağırıyor. Savaşını, ‘kadınları özgürleştirme’ söylemiyle meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu senaryoyu Amerika’nın Irak ve Afganistan işgallerinden çok iyi tanıyoruz. Bu yüzden bugün, önce kadınlar bu söyleme karşı çıkıyor; ‘Bizim özgürlüğümüz sizin ellerinizle gelmeyecek’ diyor.”
“Netanyahu bir yandan İranlı kadınların üzerine bomba yağdırırken, diğer yandan Gazze’de on binlerce kadını öldürüyor, İsrail hapishanelerinde binlerce Filistinli kadına işkence ediyor ama yine de savaşını ‘Jin, jîyan, azadî’ yazarak süsleyebiliyor. Aynı anda, biraz ötede Gazze’de kadınları ve çocukları açlığa mahkûm ediyor; Amerika’nın iş birliğiyle kurduğu ‘gıda yardımı’ tuzağında, bir torba un için sıraya giren insanların üzerine ateş açılıyor. Günde 100 Filistinli’yi öldürmeyi ‘normal’ hale getiriyor.”
“Kadınların direnişine ses katmak istiyoruz”
Açıklamanın devamında İran’daki molla rejimi altında baskı ve yoksullukla mücadele eden kadınlara dikkat çekilerek şöyle denildi:
“İran’da, artan yoksulluk ve baskıya rağmen mücadele eden halklar ve özellikle kadınlar var. Jina Mahsa Amini isyanıyla sokağa çıkanlar, fikirleri nedeniyle idam edilenler, ahlak polisine başkaldıranlar, Kürt oldukları için hedef alınanlar, sürgüne gitmek zorunda kalanlar… Öte yanda ise haritaları kaynaklar üzerinden yeniden şekillendiren emperyalist güçler var. Biz, onların bu saldırgan politikalarına karşı barış ve eşitlik içinde bir yaşam isteyen insanlar olarak mücadele ediyoruz.”
“İran’daki kadınlar daha savaşın ilk anından itibaren bu çatışmaların karşısında olduklarını açıkça ifade ettiler. Onlar için çözüm savaşta değil, direnişte; sokakta. Bugün ‘özgürlük’ ya da ‘terörle mücadele’ adıyla meşrulaştırılan bu savaşlarda, toplumsal muhalefet nasıl bastırılıyorsa; kadınlar, LGBTİ+lar ve işçiler nasıl susturuluyorsa, biz de bu sesi büyütmek istiyoruz. Çünkü barışa ihtiyacımız olduğunu biliyoruz — hem de bu koşullarda, bu bağlamdan kopmadan.”
“Barış silahların susması değil, sömürünün sona ermesidir”
İnisiyatif, açıklamasının sonunda Türkiye’nin bölgedeki politikalarına da değinerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“TSK’nın Güney Kürdistan’ı bombalaması, ateşkese rağmen sınır ötesi saldırıların sürmesi, Zap bölgesinde kimyasal silah kullanıldığına dair iddialar bizi endişelendiriyor. Bizim barıştan anladığımız, sadece silahların tek taraflı susması değil; çıkar ve sömürü üzerine kurulmayan, güçlünün güçsüzü ezmediği, hepimizin başkalarını ezmeye çalışmadığı bir dünya düzenidir. Özgürlüğümüzü bahane ederek emperyalist savaşları yürüten güçlere olduğu kadar, bu savaşları bahane ederek kadınları susturmaya, eşitlik mücadelemizi kriminalize etmeye çalışan otoriter rejimlere de itirazımız var.”
“İran’da, Filistin’de, Türkiye’de… Her yerde. Rojavalı kadınların, Alevi kadınların, Ezidilerin, Süryanilerin, Ermenilerin, Filistinli kadınların, Kürt kadınların özgürlük mücadelesinin yanındayız. Türkiye’de kalıcı barışı merkezine alan bir siyaset inşa ederken, Suriye, Rojava, Filistin ve İran’daki özgür yaşam direnişine gözümüzü kapatamayız.”
“Bu yüzden tüm kadınları barışa ses vermeye; İsrail’in, Amerika’nın ve Avrupa’nın hayatlarımız üzerinden kurduğu, özgürlüğümüzü kullanarak meşrulaştırdığı savaşa, soykırıma ve yayılmacılığa karşı durmaya çağırıyoruz.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.