Mecidiyeköy escort Şişli escort Bakırköy escort Halkalı escort Avcılar escort Şirinevler escort Bahçeşehir escort Taksim escort Beşiktaş escort Kartal escort Kadıköy escort Ümraniye escort Anadolu Yakası escort Maltepe escort Beylikdüzü escort Pendik escort Avrupa yakası escort Adana escort Kocaeli escort Antalya escort Gaziantep escort beşiktaş escort ataköy escort şişli escort eskişehir escort fethiye escort sakarya escort muğla escort malatya escort samsun escort denizli escort konya escort kayseri escort ankara escort bursa escort

Erzurum Evden Eve Nakliyat Aşkale Evden Eve Nakliyat Aziziye Evden Eve Nakliyat Çat Evden Eve Nakliyat Hınıs Evden Eve Nakliyat Horasan Evden Eve Nakliyat İspir Evden Eve Nakliyat Karayazı Evden Eve Nakliyat Karaçoban Evden Eve Nakliyat Köprüköy Evden Eve Nakliyat Narman Evden Eve Nakliyat Palandöken Evden Eve Nakliyat Olur Evden Eve Nakliyat Otlu Evden Eve Nakliyat Pazaryolu Evden Eve Nakliyat Pasinler Evden Eve Nakliyat Şenkaya Evden Eve Nakliyat Tekman Evden Eve Nakliyat Tortum Evden Eve Nakliyat Uzundere Evden Eve Nakliyat Yakutiye Evden Eve Nakliyat

Gebze escort bayan

Laiklik Meclisi: "Karşı Devrim 'Yeni Türkiye' Söylemiyle Yürütülüyor".

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 04.03.2025 - 08:55, Güncelleme: 04.03.2025 - 09:03
 

Laiklik Meclisi: "Karşı Devrim 'Yeni Türkiye' Söylemiyle Yürütülüyor".

Laiklik Günü dün Ankara'da düzenlenen bir etkinlik ile kutlandı ve Laiklik Meclisi "3 Mart Laiklik Günü Bildirgesi" yayımlandı.
Laklik Meclisi, 3 Mart 1924 tarihinde, Devrim yasaları olarak adlandırılan “Hilâfetin ilgasına ve Hanedanı Osmanî’nin Türkiye haricine çıkarılmasına, “Şeriye, Evkaf, Erkânı Harbiyei Umumîye Vekâletinin ilgasına ve “Tevhidi Tedrisat” (Eğitim-Öğretim Birliği) yasalarının kabulü nedeniyle bugünü Laiklik Günü olarak ilan etti. Ankara Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte açılış konuşmasını Laiklik Meclisi Sözcüsü Umut Kuruç yaptı. Etkinlikte ayrıca eğitimci yazar ve TBMM 22. Dönem Milletvekili Mustafa Gazalcı, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Prof. Dr. Doğan Göçmen, Avukat Şükran Eroğlu, yazar Dr. Alper Akçam, Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, Hukukçu Dr. Neval Oğan Balkız, eğitimci Özkan Rona, Prof. Dr. Yakup Kepenek, yazar Eren Aysan, Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı (TİHAK) Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Aslan, üniversite öğrencisi Fatma Reyhaniye ve avukat Bilgütay Durna birer konuşma yaptı. Etkinlik sonrasında Laiklik Günü Bildirgesi de ilan edildi. 3 Mart 2025 günü kutlanmakta olan Laiklik Günü vesilesiyle ilan edilen bildirge şu şekilde: Laiklik Günü Bildirgesi "3 Mart 1924 tarihinde, Hilafetin kaldırılması ve hanedanın yurt dışına çıkarılması, Şeriye ve Evkaf [Vakıflar] ile Erkânı Harbiyei Umumiye [Genelkurmay] Bakanlıklarının kapatılması ve Öğretim Birliği yasaları ile laikliğin temeli olan büyük adım atılmıştır. 29 Ekim 1923’ten sadece aylar sonra atılan bu büyük adım, 1925’te tekke ve zaviyelerin kapatılması yasasının, 1926’da laik hukukun temeli olan Medeni Kanunun, 1928’de Anayasadan devletin dini İslam'dır hükmünün çıkarılmasının, 1937’de laikliğin değiştirilmez bir temel ilke olarak Anayasaya girişinin de dayanağıdır. * 3 Mart, kul değil yurttaş olmanın, ümmet değil halk olmanın zemini olan laikliğin temelidir. * 3 Mart, gelecek kuşakların akıl ve bilimle aydınlanmasının, sorgulayan yurttaşlar olmasının güvencesidir. * 3 Mart, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizmin boyunduruğundan kurtuluşun yanı sıra laik Türkiye Cumhuriyeti'nin de en önemli kuruluş adımıdır. * Bugün toplumsal yaşamdan, yargı ve Anayasaya, idari yapıdan, eğitime kadar ülkemizin bütün alanları yüzlerce yıl öncesinin karanlığını hedefleyen, bütünlüklü bir karşı devrimin saldırısı altındadır. * 1980’lerle başlayan ve 2000’lerle hızlanan bu karşı devrim süreci “Yeni Türkiye” ve “Türkiye Yüzyılı” söylemiyle son düzlüğüne girmiştir. * Laiklik, hukuktan, idari yapıya, kamusal alandan toplumsal yapıya, yurttaş olmaktan insan haklarına ve toplumsal haklara kadar toplumun ileriye doğru hareketini sağlayacak irade gücünün temel taşıdır. Başta emeği ile geçinen milyonlar, kadınlar, çocuklar ve gençler için yaşamsaldır. * Bilinmelidir ki, 100 yılın üzerinde süredir bu topraklarda kök salmış olan laiklik ve Cumhuriyet iradesini silmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. * Karşı devrimin geldiği tehlikeli aşamada laiklik mücadelesini büyütmek, güçlendirmek üzere çalışmalarını sürdüren Laiklik Meclisi, 3 Mart 1924’ün 101. yılında, Laiklik Günü’nde aşağıdaki tespitleri yapmaktadır. * Siyasi iktidarın hedef aldığı Devrim Yasaları, Ortaçağ karanlığından çıkışın büyük adımıdır. Değiştirilmesine, kaldırılmasına izin verilemez. * Doğumdan ölüme kadar bütün yurttaşların hayatını ve temel haklarını düzenleyen, kadınların hukuki ve toplumsal haklarının güvencesi ve laik hukukun temeli olan Medeni Kanuna dönük saldırılar son yıllarda giderek artmaktadır. Siyasi iktidar ile destekçisi siyasi partiler ve gerici çevreler Medeni Kanunun içini boşaltacak faaliyetlere hız vermiştir. Medeni Kanunun içinin boşaltılmasına izin verilemez. "Yeni anayasa dayatması Cumhuriyetin tasfiyesi ile yeni rejimin tesisi demektir" Yeni anayasa dayatması, Cumhuriyetin tasfiyesi ile yeni rejimin tesisi demektir. Ülkemiz için büyük bir tehlike olan Yeni anayasa ile hedeflenen gerici yeni rejimin hukuki tahkimatıdır. “Yeni anayasa”, emperyalizmin güdümündeki karşı devrim sürecinin, laikliğin tasfiyesi ile birlikte Cumhuriyetin tamamen ortadan kaldırılmasını, idari yapının dönüştürülmesini ve ülkenin sermaye egemenliğine kayıtsız-şartsız teslimiyetini tamamlaması demektir. Dolayısıyla, bu süreçle ilgili herhangi bir tartışma, pazarlık, yürütülemez. Bu dayatma Anayasa’nın ilk dört maddesine sıkıştırılamaz, bütünüyle reddedilmelidir. Emperyalizmin güdümündeki Büyük Ortadoğu Projesinin tehlikeli bir aşaması, cihatçı bir terör örgütü aracılığıyla Suriye’nin ele geçirilmesidir. Coğrafyamızda yüzlerce yıldır emperyalizmin ve sömürgeciliğin tarikat cemaatler ile aşiretler gibi gerici yapılar aracılığıyla yürüttüğü kanlı projeler hatırlanmalıdır. Bugün ülkemizde Büyük Ortadoğu Projesi ekseninde “cihat ve fetih” söylemleriyle yürütülen karşı devrim sürecinin Ortadoğu'daki karşılığı, üniter/ulus devletleri ve laik Cumhuriyetleri yıkarak, yerine İsrail'in bölgedeki yayılma politikasına uygun garnizon devletler kurmaktır. Ülkemizin bu tehlikeli karanlığın içine çekilmesi kabul edilemez. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı” ve onunla bağlantılı “ÇEDES projesi” ile Öğretim Birliği Yasasının ortadan kaldırılması, eğitimin laiklikten, bilimsel ve özgür düşünceden koparılması, eşitsizliklerin gericilik yoluyla güvence altına alınması hedeflenmektedir. Ülkemizde giderek derinleşen yoksulluk ve sefaleti sermayenin çıkarları doğrultusunda yönetmek için siyasi iktidar bilimsel düşünce yerine daha fazla cehalet, laiklik yerine daha fazla dinci gericilikle gelecek kuşakları teslim almayı amaçlamaktadır. Bunun yürürlüğe konan uygulamalar, protokollerle, tarikat ve cemaatlere alan açan, ilköğretim öncesinden başlayarak çocukları ve gençleri onların eline teslim eden bir mekanizma yaratmaktadır. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı” ve onunla bağlantılı “ÇEDES projesi” iptal edilmeli, Öğretim Birliği Yasası ile birlikte laik, bilimsel, parasız, nitelikli eğitim programı uygulanmalıdır. Devasa ekonomik güce kavuşturulan, devlet kademelerini işgal eden, siyaset ve toplumsal yaşamı kuşatan tarikat ve cemaatler, halen yürürlükte olan 677 sayılı yasaya rağmen gerek doğrudan gerekse dernek ve vakıf adı altında faaliyet yürütmektedir. Anayasa ve yasalara aykırı olarak faaliyet yürüten bu yapılara kamu kaynaklarının aktarılması kabul edilemez. Bu yapıların kaynakları kesilmeli, ekonomik varlıklarına el konmalı, tarikat ve cemaatler kapatılmalıdır. Hazineden devasa bütçe, siyasi destek ve güç alarak Anayasa’yı ve hukuku hiçe sayan, şer-i hukuku tesis etmeye çalışan ve kendini Anayasa ve hukukun üstünde gören Diyanet İşleri Başkanlığı “ideolojik işler bakanlığı ve Şeyhülislamlık” gibi 1924 öncesi bir kurummuşçasına faaliyet yürütmektedir. Başta Milli Eğitim, Gençlik ve Spor, Aile ve Sosyal Hizmetler, Sağlık Bakanlıkları olmak üzere devlet kurumlarının bütün faaliyetlerinde protokollerle söz sahibi ve uygulama yetkisi olması kabul edilemez. Diyanet İşleri Başkanlığı ile kamu kurumları arasında yapılan bütün protokoller iptal edilmeli, aktarılan kamu kaynakları incelenmeli ve soruşturulmalıdır. Laiklik Meclisi, bu tablonun karşısında; Laiklik mücadelesinin ülke çapında yaygınlaşması ve derinleşmesinin bir zorunluluk olduğunu tespit eder. Bu koşulların gereği olarak, Mart ayından başlamak üzere, ülke çapında farklı illerde Laiklik Meclisi’nin yerel yapılarının kuruluşlarını gerçekleştirerek çalışmalarını büyüteceğini; Hâlihazırda çalışmalarını sürdüren komisyonlarının yanı sıra, başta sağlık ve kültür olmak üzere farklı alanlarda da en kısa sürede çalışmalarını büyüteceğini; Her ay Laiklik İhlallerini raporlayarak kayıt altına alan Laiklik Meclisi; kamuoyunda İslamcı terör örgütü Hizbullah'la bağlantıları yoğun bir şekilde tartışılan, Cumhuriyet ve laiklik karşıtı faaliyet ve söylemleri ile ideolojisini siyasi iktidardan aldığı destekle TBMM'ye taşıyan HÜDA-PAR 'in Anayasa’yı ve yasaları hiçe sayan politikaları ve açık Laik Cumhuriyet düşmanlığı karşısında da sessiz kalmayacağını; Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerle mücadele konusunda gerekli adımları atmaya devam edeceğini ilan eder. Laiklik Meclisi, laiklik mücadelesinin öznesi olarak; eşit ve özgür bir geleceğin zemini olan laikliğin anlamını ve yaşamsal bir norm olarak toplumsal yaşamın, onurlu yaşam hakkının güvencesi olduğunu bir kez daha hatırlatır. Ülkemizdeki karşı devrim sürecine ve bölgemizdeki emperyalist tuzaklara karşı en geniş barikatı oluşturmak üzere; tüm yurttaşları ve demokratik kitle örgütlerini işbirliği içinde laik Cumhuriyet için mücadeleye çağırır." 
Laiklik Günü dün Ankara'da düzenlenen bir etkinlik ile kutlandı ve Laiklik Meclisi "3 Mart Laiklik Günü Bildirgesi" yayımlandı.

Laklik Meclisi, 3 Mart 1924 tarihinde, Devrim yasaları olarak adlandırılan “Hilâfetin ilgasına ve Hanedanı Osmanî’nin Türkiye haricine çıkarılmasına, “Şeriye, Evkaf, Erkânı Harbiyei Umumîye Vekâletinin ilgasına ve “Tevhidi Tedrisat” (Eğitim-Öğretim Birliği) yasalarının kabulü nedeniyle bugünü Laiklik Günü olarak ilan etti.

Ankara Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte açılış konuşmasını Laiklik Meclisi Sözcüsü Umut Kuruç yaptı. Etkinlikte ayrıca eğitimci yazar ve TBMM 22. Dönem Milletvekili Mustafa Gazalcı, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Prof. Dr. Doğan Göçmen, Avukat Şükran Eroğlu, yazar Dr. Alper Akçam, Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, Hukukçu Dr. Neval Oğan Balkız, eğitimci Özkan Rona, Prof. Dr. Yakup Kepenek, yazar Eren Aysan, Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı (TİHAK) Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Aslan, üniversite öğrencisi Fatma Reyhaniye ve avukat Bilgütay Durna birer konuşma yaptı.

Etkinlik sonrasında Laiklik Günü Bildirgesi de ilan edildi. 3 Mart 2025 günü kutlanmakta olan Laiklik Günü vesilesiyle ilan edilen bildirge şu şekilde:

Laiklik Günü Bildirgesi

"3 Mart 1924 tarihinde, Hilafetin kaldırılması ve hanedanın yurt dışına çıkarılması, Şeriye ve Evkaf [Vakıflar] ile Erkânı Harbiyei Umumiye [Genelkurmay] Bakanlıklarının kapatılması ve Öğretim Birliği yasaları ile laikliğin temeli olan büyük adım atılmıştır.

29 Ekim 1923’ten sadece aylar sonra atılan bu büyük adım, 1925’te tekke ve zaviyelerin kapatılması yasasının, 1926’da laik hukukun temeli olan Medeni Kanunun, 1928’de Anayasadan devletin dini İslam'dır hükmünün çıkarılmasının, 1937’de laikliğin değiştirilmez bir temel ilke olarak Anayasaya girişinin de dayanağıdır.

* 3 Mart, kul değil yurttaş olmanın, ümmet değil halk olmanın zemini olan laikliğin temelidir.

* 3 Mart, gelecek kuşakların akıl ve bilimle aydınlanmasının, sorgulayan yurttaşlar olmasının güvencesidir.

* 3 Mart, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizmin boyunduruğundan kurtuluşun yanı sıra laik Türkiye Cumhuriyeti'nin de en önemli kuruluş adımıdır.

* Bugün toplumsal yaşamdan, yargı ve Anayasaya, idari yapıdan, eğitime kadar ülkemizin bütün alanları yüzlerce yıl öncesinin karanlığını hedefleyen, bütünlüklü bir karşı devrimin saldırısı altındadır.

* 1980’lerle başlayan ve 2000’lerle hızlanan bu karşı devrim süreci “Yeni Türkiye” ve “Türkiye Yüzyılı” söylemiyle son düzlüğüne girmiştir.

* Laiklik, hukuktan, idari yapıya, kamusal alandan toplumsal yapıya, yurttaş olmaktan insan haklarına ve toplumsal haklara kadar toplumun ileriye doğru hareketini sağlayacak irade gücünün temel taşıdır. Başta emeği ile geçinen milyonlar, kadınlar, çocuklar ve gençler için yaşamsaldır.

* Bilinmelidir ki, 100 yılın üzerinde süredir bu topraklarda kök salmış olan laiklik ve Cumhuriyet iradesini silmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.

* Karşı devrimin geldiği tehlikeli aşamada laiklik mücadelesini büyütmek, güçlendirmek üzere çalışmalarını sürdüren Laiklik Meclisi, 3 Mart 1924’ün 101. yılında, Laiklik Günü’nde aşağıdaki tespitleri yapmaktadır.

* Siyasi iktidarın hedef aldığı Devrim Yasaları, Ortaçağ karanlığından çıkışın büyük adımıdır. Değiştirilmesine, kaldırılmasına izin verilemez.

* Doğumdan ölüme kadar bütün yurttaşların hayatını ve temel haklarını düzenleyen, kadınların hukuki ve toplumsal haklarının güvencesi ve laik hukukun temeli olan Medeni Kanuna dönük saldırılar son yıllarda giderek artmaktadır. Siyasi iktidar ile destekçisi siyasi partiler ve gerici çevreler Medeni Kanunun içini boşaltacak faaliyetlere hız vermiştir. Medeni Kanunun içinin boşaltılmasına izin verilemez.

"Yeni anayasa dayatması Cumhuriyetin tasfiyesi ile yeni rejimin tesisi demektir"

Yeni anayasa dayatması, Cumhuriyetin tasfiyesi ile yeni rejimin tesisi demektir. Ülkemiz için büyük bir tehlike olan Yeni anayasa ile hedeflenen gerici yeni rejimin hukuki tahkimatıdır. “Yeni anayasa”, emperyalizmin güdümündeki karşı devrim sürecinin, laikliğin tasfiyesi ile birlikte Cumhuriyetin tamamen ortadan kaldırılmasını, idari yapının dönüştürülmesini ve ülkenin sermaye egemenliğine kayıtsız-şartsız teslimiyetini tamamlaması demektir. Dolayısıyla, bu süreçle ilgili herhangi bir tartışma, pazarlık, yürütülemez. Bu dayatma Anayasa’nın ilk dört maddesine sıkıştırılamaz, bütünüyle reddedilmelidir.

Emperyalizmin güdümündeki Büyük Ortadoğu Projesinin tehlikeli bir aşaması, cihatçı bir terör örgütü aracılığıyla Suriye’nin ele geçirilmesidir. Coğrafyamızda yüzlerce yıldır emperyalizmin ve sömürgeciliğin tarikat cemaatler ile aşiretler gibi gerici yapılar aracılığıyla yürüttüğü kanlı projeler hatırlanmalıdır. Bugün ülkemizde Büyük Ortadoğu Projesi ekseninde “cihat ve fetih” söylemleriyle yürütülen karşı devrim sürecinin Ortadoğu'daki karşılığı, üniter/ulus devletleri ve laik Cumhuriyetleri yıkarak, yerine İsrail'in bölgedeki yayılma politikasına uygun garnizon devletler kurmaktır. Ülkemizin bu tehlikeli karanlığın içine çekilmesi kabul edilemez.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı” ve onunla bağlantılı “ÇEDES projesi” ile Öğretim Birliği Yasasının ortadan kaldırılması, eğitimin laiklikten, bilimsel ve özgür düşünceden koparılması, eşitsizliklerin gericilik yoluyla güvence altına alınması hedeflenmektedir. Ülkemizde giderek derinleşen yoksulluk ve sefaleti sermayenin çıkarları doğrultusunda yönetmek için siyasi iktidar bilimsel düşünce yerine daha fazla cehalet, laiklik yerine daha fazla dinci gericilikle gelecek kuşakları teslim almayı amaçlamaktadır. Bunun yürürlüğe konan uygulamalar, protokollerle, tarikat ve cemaatlere alan açan, ilköğretim öncesinden başlayarak çocukları ve gençleri onların eline teslim eden bir mekanizma yaratmaktadır. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı” ve onunla bağlantılı “ÇEDES projesi” iptal edilmeli, Öğretim Birliği Yasası ile birlikte laik, bilimsel, parasız, nitelikli eğitim programı uygulanmalıdır.

Devasa ekonomik güce kavuşturulan, devlet kademelerini işgal eden, siyaset ve toplumsal yaşamı kuşatan tarikat ve cemaatler, halen yürürlükte olan 677 sayılı yasaya rağmen gerek doğrudan gerekse dernek ve vakıf adı altında faaliyet yürütmektedir. Anayasa ve yasalara aykırı olarak faaliyet yürüten bu yapılara kamu kaynaklarının aktarılması kabul edilemez. Bu yapıların kaynakları kesilmeli, ekonomik varlıklarına el konmalı, tarikat ve cemaatler kapatılmalıdır.

Hazineden devasa bütçe, siyasi destek ve güç alarak Anayasa’yı ve hukuku hiçe sayan, şer-i hukuku tesis etmeye çalışan ve kendini Anayasa ve hukukun üstünde gören Diyanet İşleri Başkanlığı “ideolojik işler bakanlığı ve Şeyhülislamlık” gibi 1924 öncesi bir kurummuşçasına faaliyet yürütmektedir. Başta Milli Eğitim, Gençlik ve Spor, Aile ve Sosyal Hizmetler, Sağlık Bakanlıkları olmak üzere devlet kurumlarının bütün faaliyetlerinde protokollerle söz sahibi ve uygulama yetkisi olması kabul edilemez. Diyanet İşleri Başkanlığı ile kamu kurumları arasında yapılan bütün protokoller iptal edilmeli, aktarılan kamu kaynakları incelenmeli ve soruşturulmalıdır.

Laiklik Meclisi, bu tablonun karşısında;

Laiklik mücadelesinin ülke çapında yaygınlaşması ve derinleşmesinin bir zorunluluk olduğunu tespit eder. Bu koşulların gereği olarak, Mart ayından başlamak üzere, ülke çapında farklı illerde Laiklik Meclisi’nin yerel yapılarının kuruluşlarını gerçekleştirerek çalışmalarını büyüteceğini;
Hâlihazırda çalışmalarını sürdüren komisyonlarının yanı sıra, başta sağlık ve kültür olmak üzere farklı alanlarda da en kısa sürede çalışmalarını büyüteceğini;

Her ay Laiklik İhlallerini raporlayarak kayıt altına alan Laiklik Meclisi; kamuoyunda İslamcı terör örgütü Hizbullah'la bağlantıları yoğun bir şekilde tartışılan, Cumhuriyet ve laiklik karşıtı faaliyet ve söylemleri ile ideolojisini siyasi iktidardan aldığı destekle TBMM'ye taşıyan HÜDA-PAR 'in Anayasa’yı ve yasaları hiçe sayan politikaları ve açık Laik Cumhuriyet düşmanlığı karşısında da sessiz kalmayacağını;
Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerle mücadele konusunda gerekli adımları atmaya devam edeceğini ilan eder.

Laiklik Meclisi, laiklik mücadelesinin öznesi olarak; eşit ve özgür bir geleceğin zemini olan laikliğin anlamını ve yaşamsal bir norm olarak toplumsal yaşamın, onurlu yaşam hakkının güvencesi olduğunu bir kez daha hatırlatır. Ülkemizdeki karşı devrim sürecine ve bölgemizdeki emperyalist tuzaklara karşı en geniş barikatı oluşturmak üzere; tüm yurttaşları ve demokratik kitle örgütlerini işbirliği içinde laik Cumhuriyet için mücadeleye çağırır." 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelidetay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Çukurova escort Seyhan escort Ankara escort Mamak escort Etimesgut escort Polatlı escort Pursaklar escort Haymana escort Çankaya escort Keçiören escort Sincan escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort Şahinbey escort Nizip escort Şehitkamil escort İstanbul escort Merter escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Yenişehir escort Mezitli escort Erdemli escort Silifke escort Akdeniz escort Anamur escort tarsus escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort