Seçim Anketi: Asgari Ücretliler ve Esnaf AKP'ye Vermeyecek.
Ekonomik bunalımın yükünü omuzlarında en çok hisseden toplumsal kesimlerin oy verme davranışlarındaki değişikliği belirlemek üzere ORC Araştırma tarafından gerçekleştirilen son anket, esnaf ve asgari ücretlilerin iktidardaki Cumhur İtifakı'nın iki partisinden de uzaklaşmaya başladıklarını gösteriyor.
Anket öte yandan marttan bu yana iktidarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere metropol belediyelerindeki CHP yönetimlerine yönelik yargı darbesine karşın toplumsal piramidin en altındaki bu iki kesimin yüzlerini başta CHP olmak üzere muhalefet partilerine dönmeye başladıklarını da ortaya çıkarıyor.
ORC Araştırma 2-6 Eylül arasında yaptığı eylül genel seçim anketinde 26 ilden 1450 asgari ücretli seçmene sorduğu bu pazar seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz sorusuna verilen yanıtlar grafikteki gibi oldu.Aynı soruya 26 ilden 1220 esnafın verdiği yanıtta makas CHP lehine daha çok açılarak bu pazar seçim olsa esnafın oyunu aşağıdaki gibi kullanma eğiliminde olduğu görüldü.
Anket verilerinin gösterdiği başlıca eğilim
Asgari ücretliler:
CHP %33,8
AKP %29,6
MHP %6,7
DEM Parti %5,8
Esnaf:
CHP %35,5
AKP %29,8
MHP %6,8
DEM Parti %5,9
Tablo, iki kesimde de CHP’nin AKP’yi geçtiğini gösteriyor. Özellikle esnaf ve asgari ücretli gibi ekonomik krizin en doğrudan hissedildiği gruplarda iktidar partisine olan desteğin ciddi biçimde gerilediği kendisini açıkça gösteriyor.
Olası ekonomik neden ve etkiler
Enflasyon ve hayat pahalılığı: “Çarşı pazarda fiyatların ateş pahasına dönmesi”, özellikle bu iki kesimi vuruyor. Asgari ücretli sabit geliriyle alım gücünü kaybederken, esnaf da hem yüksek maliyetlerden hem de müşteri kaybından etkileniyor.
Esnafın tercihi: Esnaf genellikle ekonomik büyümeden doğrudan yararlanan bir toplum kesimi olarak AKP’nin geleneksel tabanı içinde sayılırken CHP’nin asgari ücretlilere nispetle daha da öne geçmesi, ekonomik bunalımın “iktidarın en güvenli kalelerinden” birini sarsmayı sürdürdüğünü gösteriyor.
Asgari ücretliler: Asgari ücret artışları enflasyonu telafi edemediği için, iktidarın sosyal destek politikaları da tüm etksini yitirmiş görünüyor.
Politik bağlam
CHP’nin avantajı: Kayyım atamaları ve CHP’ye dönük yargı darbesine karşın, CHP’nin özellikle ekonomik mağduriyet yaşayan kesimlerin tercihi haline gelmeye başlaması karakteristik bir değişimi işaret ediyor. Bu eğilim CHP’nin “iktidarın baskılarına uğramakla birlikte alternatif olma” iddiasının karşılıksı kalmadığına önemli bir işaret sayılabilir. Bu veriler rejimin CHP'ye dönük şiddetindeki artışı açıklamak açısından da anlamlı.
DEM Parti’nin oranının asgari ücretlilerde yüzde 5,8, esnafta yüzde 5,9 düzeyinde kalmış olması seçmen kitlesinin sosyo-ekonomik dağılımının ankette yeterince temsil edilmesinin sağlanamamış olmasıyla ilişkili olabilir. DEM Parti'nin ortalama oyunun altında kalan bu oranların anketin gerçekleştirildiği kentlerle DEM Partinin birinci parti olduğu kentlerin örtüşmemesinden kaynaklanması kuvvetli bir olasılık.
MHP ve küçük sağ partiler: MHP’nin yüzde 6-7 bandında sabitlenmesi, AKP’nin eriyen oylarını kendi müttefikine aktaramadığını gösteriyor. Yeniden Refah ve Zafer gibi partilerin toplamda yüzde 7-8’lik bir alan tutması da sağ seçmenin parçalı tepki verdiğini ortaya koyuyor.
Erken seçim tercihlerine etkisi
Bu anket sonuçlarına yansıyan tablo iktidarın erken seçim çağrılarını reddetmesinin önemli nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle ekonomik kriz derinleşirken seçim baskısının artması iktidarı değil muhalefeti güçlendiren bir dinamik.
Bu yüzden hükümet, erken seçimi reddederek zaman kazanıp "ekonomik iyileşme" için manevra alanı yaratmaya çalışıyor. Krizin daha da derinleşmesi rejimin baskıyı yönetmez hale gelmesine de yol açabilir.
Sonuç:
Anket, Türkiye’nin siyasal ağırlık merkezinin ekonomik krizin etkisiyle kaymakta olduğunu gösteriyor.
AKP’nin toplumsal desteğinin, uzun yıllar boyunca krizlere dayanıklı görüldüğü kesimlerde (esnaf, dar gelirli) gerilemeye başladığı kendisini hissettiriyor.
CHP’nin yükselişinin yapısal bir hegemonya inşasına vardığına hükmetmek için çok erken. Bu sonuçların daha çok “alternatif arayışı” ve “iktidara tepki” şeklinde okunması daha anlamlı olur.
Önümüzdeki dönemin ekonomik göstergeleri (enflasyon, işsizlik, kur) bu gidişatın kalıcı olup olmayacağının daha iyi görünmesini sağlayacak.