Küresel Mutluluk Eğrisine Göre Gençler En Mutsuz Kesim

Yeni ve kapsamlı bir araştırma, insan mutluluğuna dair yıllardır kabul gören "U-eğrisi" hipotezinin artık geçerli olmadığını ortaya koydu. Prof. Blanchflower liderliğinde 80'den fazla ülkede yapılan çalışma, 2017 yılından bu yana gençlerin yaşam memnuniyeti açısından en düşük seviyeye gerilediğini ve orta yaştakilerden bile daha mutsuz olduğunu gösterdi. Uzmanlar bu küresel bozulmanın nedenini henüz kesinleştiremezken, akıllı telefon kullanımının yaygınlaşması en güçlü aday olarak öne sürüldü.

İnsan psikolojisi ve refah düzeyine dair evrensel bir olgu olarak kabul edilen "mutluluk U-eğrisi" yerini, yaşamın başında en düşük memnuniyetin yaşandığı yeni bir düzleme bıraktı. Söz konusu eğri, mutluluğun gençlikte yüksek başlayıp orta yaşlarda düşüşe geçtiğini, ardından yaşlılıkta yeniden yükseldiğini savunuyordu.

Cumhuriyet'in haberine göre, Dartmouth Üniversitesi'nden Prof. David Blanchflower ve ekibinin PLOS One dergisinde yayımlanan araştırması, bu biyolojik ve kültürel eğilimin insanlık tarihinde ilk kez bozulduğunu gözler önüne serdi.

MUTSUZLUK YAŞLA BİRLİKTE AZALIYOR

Araştırmanın çarpıcı bulgularına göre, gençlerin ruhsal durumundaki dramatik bozulma, ABD'den Afrika'ya kadar 80’i aşkın ülkede aynı eğilimle gözlemleniyor.

Prof. David Blanchflower: "Artık mutsuzluk yaşla birlikte azalıyor, mutluluk ise yaşlandıkça artıyor. Bir anda gençlerin refah düzeyinde ciddi bir düşüş gözlemledik. Bu veriler bizi gerçekten şaşırttı."

Veriler, genç yetişkinlerin geçmiş kuşaklara kıyasla çok daha fazla kaygı, umutsuzluk ve yetersizlik hissi bildirdiğini gösteriyor. Özellikle genç kadınlarda her dokuz kişiden birinin, neredeyse her günü kötü bir ruh hâliyle geçirdiğini belirtmesi, durumun vahametini ortaya koyuyor.

Neden Olarak Akıllı Telefonlar İşaret Edildi

Araştırma ekibi, genç nüfus arasında intihar girişimleri, kendine zarar verme vakaları ve ruh sağlığı merkezlerine başvuruların son yıllarda keskin biçimde arttığını teyit ediyor.

Uzmanlar, bu dramatik değişimin COVID-19 salgını veya ekonomik krizlerle doğrudan bağlantılı olmadığını belirtiyor. Eğilimin 2011’de başladığını ve 2014 sonrasında hızlandığını vurgulayan Blanchflower, bu durumun olası en güçlü etkenini şöyle ifade etti: "Akıllı telefonların yaygınlaşması."

Daha önce büyük insansı maymunlarda bile gözlemlendiği düşünülen bu evrensel mutluluk eğrisinin bozulması, uzmanlara göre toplumlar açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Blanchflower, "Bu tablo korkutucu. Bu konuda yıllar önce harekete geçmemiz gerekirdi," sözleriyle küresel bir uyarıda bulundu.