FİSA (Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği) Çocuk Hakları Merkezi, 2025 yılının ilk beş ayına ilişkin çocuk yaşam hakkı ihlallerine dair hazırladığı bilgi notunu kamuoyuyla paylaştı. Medya taraması yoluyla elde edilen verilere dayanan rapora göre, devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle en az 365 çocuk yaşamını yitirdi. 

Raporda en fazla çocuk ölümünün Bolu (38), Urfa (26) ve İstanbul (25) illerinde yaşandığı belirtildi. Ölüm nedenleri arasında kamu hizmetlerinin çocuklara özgü sunulmaması ve denetim eksiklikleri öne çıktı.

Kamu kurumlarında ya da kamu görevlilerinin ihmali sonucunda en az 53 çocuğun hayatını kaybettiği ifade edildi. Bu ölümler şöyle:

*  Sağlık hizmetleri sırasında: 27 çocuk

*  Eğitim kurumlarında: 14 çocuk

*  Spor ve kültürel faaliyetler sırasında: 6 çocuk

*  Sınır geçişi esnasında: 3 çocuk

* Bakım hizmetleri, yerel yönetim hizmetleri ve kolluk kuvvetlerinin ihmali: 1'er çocuk

Ayrıca, 312 çocuk, devletin pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle öldü.

Yaşam hakkının korunması sorumluluğunu üstlenmesi gereken devletin yetersizliği nedeniyle en az 312 çocuk hayatını kaybetti. Bu ölümlerin 30’u şiddet olayları, 26’sı iş cinayetleri, 7’si ise çocukların doğrudan çalışmadığı iş yerlerinde meydana gelen kazalarla bağlantılıydı.

En az 212 çocuğun ihmal sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. Bu ölümlerin nedenleri arasında:

- Trafik kazaları: 61 çocuk

- Yangınlar: 53 çocuk (sadece Bolu’daki otel yangınında 36 çocuk)

- Boğulmalar (baraj ve sulama kanalları): 26 çocuk

- Ev kazaları: 19 çocuk (15’i açık pencere veya balkondan düşerek)

Rapor, 13 çocuğun intihar ettiğini, 8’inin bireysel silahlanma nedeniyle yaşamını yitirdiğini ortaya koydu. Ayrıca 4 çocuk çatışma ortamlarında, 1 çocuk doğal afet nedeniyle, 11 çocuk ise şüpheli koşullarda hayatını kaybetti.

FİSA’dan sorumluluk çağrısı

FİSA, yayımladığı bilgi notunda, çocuk ölümlerinin kamuoyuna duyurulmasının bir “sorumluluk çağrısı” olduğunu vurguladı. Açıklamada, “Hiçbir çocuğun önlenebilir nedenlerle hayatını kaybetmediği, güven içinde ve onurlu yaşadığı bir toplum için çocuk hakları temelli politikalar hayati önemdedir” denildi.